sakarya
  Bayanlarda Tecavuz.Eder
 

Merhabalar... Ben Selin, 24 yaşında, üniversite son sınıf öğrencisiyim. 26 yaşındaki eczacı ablamla birlikte kalıyorum.


Anlatacağım olay, geçtiğimiz yaz meydana geldi. Yaz tatili için ablamla bir dağ evi kiralamıştık. Tabii oralar ıssız yerler olduğundan, tehlikelerden ve hayvanlardan korunmak için yanımıza silah, kurt kapanı, ve palaska gibi şeyler almıştık. Dağ evinde ilk günlerimiz oldukça iyi geçiyordu. Her sabah erkenden kalkıp ablamla koşuya çıkıyorduk. Yaz olduğundan, terlememek için taytlarımızla ve askılı tişörtlerimizle koşuyorduk. Gelince bir duş alır, güne böyle başlardık. Ancak, son günlerde bizi bir şeyin takip ettiğini hissettik. Korkmamıza rağmen, ablam tabancasıyla çıktığından, sabah koşularımıza devam ettik. Ancak bir gece, evimizin etrafından sesler gelmeye başlayınca iyice korktuk. Pencereden baktığımızda hiçbir şey göremiyorduk. Bu şekilde birkaç gün daha devam etti. En sonunda, kurt kapanını kurmaya karar verdik ve sabahtan ilk işimiz kapanı kurmak oldu. O gün koşuya çıkmadık ve akşamı beklemeye başladık. Fakat, ablamın o leziz yemeklerini yedikten sonra ikimiz de en azından bir yürüyüşe ihtiyacımız olduğuna karar verdik. Etrafta hiç kimse olmadığından, ince geceliklerimizle çıkmakta bir sakınca görmedik; zaten hava da kararmak üzereydi... Fakat biraz ilerledikten sonra, çalılarda bir kıpırdanma olduğunu fark ettiğimiz anda, çığlık atarak, arkamıza bakmadan, eve doğru koşmaya başladık. O panikle koşarken, ablam uyarmasaydı, neredeyse kapana basacaktım. Neyse ki kendimizi eve atabildik. İkimiz de soluk soluğa kalmıştık. Pencereden dışarıyı seyretmeye başladık. Bir süre sonra ablam yorulduğunu söyleyerek, kanepeye uzandı. Bense izlemeye devam ettim. Tam pencere önünde uyku bastırmıştı ki, acı bir çığlıkla irkildim. Hemen ablamı uyardım, kapanımız işe yaramıştı.
Tüm cesaretimizi toplayıp dışarı çıktık. Kapana yaklaştığımızda, karanlıklar içerisinde bir şeyin acı içinde kıvrandığını gördük. Ablam silahını doğrulttu, birlikte yanına kadar gittik. Fakat ne görelim? Kapanda kıvranmakta olan 30 yaşlarında, esmer bir adamdı, ve bacağı fena halde sıkışmıştı. Oradan geçen bir zavallıyı yakaladığımızı düşünürken, adam; "Ne olur affedin, kötü bir niyetim yoktu, sadece izliyordum" demez mi? Ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk ki, adam devam etti: "İlk günden beri sizi takip ediyordum. Taytlar içinde çok seksiydiniz. Son günlerde de cesaret edip evinize yaklaşmaya başladım. Pencerelerden, perdelerinizin açık olduğu akşamlarda sizi seyrediyordum, ama şimdi lütfen bırakın gideyim; söz veriyorum bir daha rahatsız etmem" dedi.
Ben ne diyeceğimi bilemezken, ablam bana dönerek: "Evden zinciri getir, bu hayvanı bağlayacağız" dedi. Şaşkınlık içerisinde söyleneni yaptım. Adamı bir köpekmişçesine boynundan bağladıktan sonra, kapandan kurtararak, dağ evinin dibindeki kulübeye bağladık. Eczacı ablam, adamın kanayan bacağına basit bir pansuman yaptıktan sonra, "Bundan sonra bizim kölemizsin köpek!" diye bağırıp, suratına bir tokat attı. Ablamı hiç böyle acımasız görmemiştim.
O gece yatağımda kıvrandım durdum, vicdan azabından uyuyamıyor, fakat ablamdan korkuma hiçbir şey yapamıyordum. Çaresiz ertesi günü bekledim.
Sabah uyandığımızda ablam taytını ve askılı tişörtünü giymiş, hiç bir şey olmamışçasına "E, hadi, koşuya çıkmıyor muyuz ama?" diyerek yüzüme bakıyordu. Seçme şansım olmadığını biliyordum, üzerimi değişip hazırlandım.
Evden dışarı çıktığımızda, kulübedeki adamla göz göze geldik. Harap ve bitap görünüyordu. Üstelik saatlerdir boğazından lokma geçmemişti. Ablam da aynı şeyi düşünmüş olacak ki, "Biraz bekle" diyerek eve girdi. Fakat döndüğünde, elinde yalnızca birazcık su vardı. "Yemek vermeyecek misin?" diye sorduğumda, ablamın cevabı kesindi: "Hayır".
Koşu boyunca tek kelime konuşulmadı. Çok gergindim. Ablamın amacını anlayabilmiş değildim. Eve dönmeyi sabırsızlıkla bekliyordum. Döndüğümüzde ise ablam bombayı patlattı: "Selinciğim, farkında mısın, günlerdir seks yapmıyoruz. Buna bir son vermeye ne dersin?" Şaşırmıştım. Ablamla birbirimize karşı hep rahat olmuşuzdur, ancak bu tarz bir konuşma aramızda geçmemişti. "Ne yani, lezbiyenlik mi teklif ediyorsun?" dediğimde, ablam kahkahalara boğuldu. "Hayır, saf kız, şu dışardaki hayvanı kast ediyorum" dediğinde, şok olmuştum. Bu adama bir de zevk mi yaşatacağız diye düşünürken, ablam aklımdakileri okumuş gibi: "Yalnızca beni izle" dedi. Biraz sonra üzerini değiştirip, saten geceliğini giydi ve dışarı çıktı. Ben de peşinden tabi. "Kölemiz" olan adamın yanına gidip, ayakkabılarını yalamasını emretti. Adam itiraz etse de, ablam eline bir kemer geçirip acımasızca vurmaya başlayınca, kabul etmek zorunda kaldı. Adam, ablamın çamurlu ayakkabılarını yalıyorken, gözleri yavaş yavaş yukarılara, ablamın geceliğinin altından içerilere doğru yönelmeye başlayınca, ablam sert bir kaç kemer darbesi daha vurarak; "Burada yaşanacaklara ben karar veririm. Çıplaklık mı istiyorsun, o zaman sen soyunacaksın" dedi ve bir darbe daha indirdi. Biraz sonra adam ablamın emrine uyarak, çırılçıplak kalmıştı. Fakat adamın ereksiyon halinde olduğunu görünce çok şaşırmıştım. Bunca acı çekerken bile zevk almıştı demek ki... Bunun üzerine ablam, "Demek zevk almak istiyorsun ha... Ben sana yapacağımı bilirim" diyerek eve girdi. Ben şaşkınlıkla adama yaklaştım, gözlerimi iri penisinden alamıyordum. Biraz sonra ablam çıka geldiğinde beni adamın penisini okşarken buldu. Ben, kızacak sanarken, içeriden getirdiği zımpara kağıdını göstererek: "Devam edeceksin, ama bununla" dedi. Çaresiz söyleneni yaptım. Resmen zımpara kağıdıyla adama otuzbir çektiriyordum. Adam başlarda zevk alsa da, bir süre sonra sürtünmeden dolayı acı çektiği belli oldu. Elimi çekip penisine baktığımda, penisin iyice tahriş olduğunu ve kıpkırmızı olduğunu farkettim. Bu olaya bir son vermek istediğimi söyledim, ablam da, "Pekala, o halde ben devam ederim" dedi ve elimden zımpara kağıdını kapmasıyla, adama otuzbir çektirmeye başlaması bir oldu. Adamın gözlerinden yaşlar süzülüyordu; "Ne olur yapmayın, çok fazla acıyor, adeta yanıyor" diyebildiyse de, ablamın durmaya niyeti yoktu. Biraz sonra adam boşalmıştı...
Bunun üzerine ablam; "İlk aşama tamam, şimdi sıra geldi ikinci aşamaya" diyerek, penisi ağzına alıp tekrar sertleştirdi. Tamamen şaşkınlık içindeydim. Ablamsa açıklama yapmakta gecikmedi: "Onu, penisinden kan gelene kadar boşaltacağım" dedi ve orala devam etti. Bu kez adam halinden memnun görünüyorsa da, ara sıra ablamın ağzından çıkardığı penisin iyice kızarmış olduğunu görebiliyordum. Çok geçmeden adam ikinci kez boşaldı...
Bu kez ablam üzerindekileri çıkarıyordu. Artık olay çığrından çıkmıştı... "Galiba sana çok kötü davrandım, kendimi affettirmeliyim" diyerek, düzgün fizikli çıplak vücudunu adamınkine sürtmeye başladı. Biraz sonra adam, ablamın içinde yerini bulmuş gidip geliyordu. Ablamsa gözlerini kısmış, zevk içinde inliyordu. Bu manzara beni de heyecanlandırmış, ben de kendimi okşamaya başlamıştım. Fakat adam biraz sonra, birden durdu. Ablam sinirle niye durduğunu sorduğunda adamın cevabı şu oldu "Daha fazla devam edemeyeceğim, sikim sürtünmeden çok fazla acıyor"
Ablamın tepkisi ise şaşırtıcıydı: "Benim için devam edemez misin erkeğim" diyerek adamın dudaklarına yumuldu. Adam, çok geçmeden tekrar ablamın içindeydi, ama acı çektiği her halinden belliydi. Ablamın iniltileri zevk çığlıklarına dönüştükçe, ben de taytımın içinden kendimi daha güçlü parmaklıyordum. Biraz sonra ablam sarsılarak boşaldığında, ben henüz boşalamamıştım.
Fakat o da ne, ablam boşaldıktan biraz sonra kemerle adamı tekrar kırbaçlayarak "Sana gerçekten acıdığımı mı sandın ahmak? Sadece daha fazla zevk alabilmek için sana iyi davrandım" dedi. Artık ablamdan korkar olmuştum. Bütün bunları fantezi uğruna yapmıştı yani...
Ben düşünceler içindeyken, ablam bana dönerek "Sen de istemez misin kız?" dedi. Mastürbasyonum yarım kaldığından, o azgınlıkla kabul ettim. Adam, penisinin acıdığını, bir sefere daha dayanamayacağını söyleyerek itiraz edince, ablam öncekilerden de sert kırbaçladı adamı... Adam, bayılacak gibi olmuştu. Bir günlük açlığın üstüne yediği bunca dayak ve üstüste defalarca boşalması onu adeta bitirmişti.
Biraz sonra, ben adamın yanında yerimi almıştım. Ablamın yaptığı gibi ağzıma alıp ereksiyonu sağladıktan sonra, artık hareket edecek gücü kalmayan adamın penisini içime alıp alıp bırakıyordum. O ise tamamen hareketsiz, öylece duruyordu. Kulübenin duvarına yaslamış, adamı adeta ben beceriyordum. Adamın penisindeki yanma hissi artık iyice artmış olacak ki, adamın gözlerinden yeniden yaşlar süzülmeye başladı. Umutsuzca, "Artık yeter, bırakın lütfen" dese de, artık bulutların üzerinde olan ben, onu duyacak durumda değildim. Biraz sonra da ben sarsılarak orgazma ulaşmıştım. daha önceki seks deneyimlerimden çok farklıydı, çünkü dediğim gibi, resmen, 'becerilen' konumda değil, 'beceren' konumundaydım.
İşim bittiğinden, adamın yanından çekildim ve bizi seyretmekte olan ablamın yanına gittim. İşin garibi, bu işkence olayından artık ben de zevk almaya başlamıştım. Ablama "Bitti mi?" diye sorduğumda, "daha değil" dedi; ve tekrar adamın yanına gitti. Adamın penisini tekrar ağzına almıştı ki, adamın çığlıklarıyla irkildim; ablam adamın penisini resmen ısırıyordu. Biraz sonra ablam yerdeki zımpara kağıdını almak için eğildinde adamın penisindeki diş izlerini ve inceden gelen kanamayı gördüğümde, hayvansı bir içgüdüyle, garip bir haz duydum. Ablam, zımpara kağıdıyla adamın patlıcan gibi kızaran ve yer yer kanayan penisini kavradığında, adam resmen acıdan ağlıyordu. Ablamsa aldırış etmiyor, zımpara kağıdıyla adama otuzbir çektirmeye devam ediyordu. Ancak, biraz sonra adamdan hayvansı bağırışlar yükselince, ablam tekrar kemerini alıp -susması için- adamı kamçılamaya başladı.
Az sonra, ablam tekrar adama zımpara kağıdıyla otuzbire başlamıştı ve çok geçmeden zımpara kağıdından damlayan kırmızı sıvıyı fark ettik: Adamın penisinden kan geliyordu. Ablam, zafer kazanmış bir komutan edasıyla gülümsedi ve adamın bacak arasına bir tekme savurduktan sonra bana dönerek "Hadi, eve girelim" dedi. Birlikte, ikimiz de çırılçıplak eve giriyorduk. Kapıda, son bir kez geriye dönüp baktığımda, adamın acı içinde yerde kıvranmakta olduğunu fark ettim. Aldırmadan içeri girdik.
İkimiz de kan - ter içinde kalmıştık, ama olanları konuşmaya niyetimiz yoktu. Artık saklayacak bir şeyimiz kalmadığından, birlikte duşa girdik ve birbirimizi sabunlamaya, keselemeye başladık.
Çok geçmeden, ikimiz de tahrik olmuştuk ve masum sabunlamalar, yerini ateşli dokunuşlara bırakmıştı. Hiç beklenmedik bir şekilde, banyoda ablamla seviştik ve 'ılık' birer orgazm yaşadık...
Banyodan önce ablam çıktı, iki dakika sonra da ben. Bu tatil bizim için çok farklı geçmişti. Yatmadan önce, adamı kontrol etmek için dışarı çıktığımızda tir tir titrediğini gördük ve nedense o anda acıyıp, sıcak bir çorba, biraz yemek ve bir battaniye verdik, ve ablamla birlikte sıkı bir uyku çekmek için yatağa girdik, ikimiz de çok yorulmuştuk.
Ertesi sabah olduğunda, adamın yanına gidip, olanlardan kimseye bahsetmemesini, aksi takdirde bize tecavüz ettiğini söyleyerek polise gideceğimizi, polisin de bize inanacağını belirterek adamı serbest bıraktık.
O günden sonra bir kaç gün daha dağ evinde kaldık, tatilimiz bitmek üzereydi. Olanları kendi aramızda dahi konuşmayıp unutmaya söz vererek oradan ayrıldık...

 
  Bugün 9 ziyaretçi (9 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol